Kadın Sağlığını Bebeği ile Birlikte Koruyoruz.
11 Mayıs 2020


Ülkemizde her yıl 3-9 Eylül tarihleri ‘Halk Sağlığı Haftası’ olarak kutlanmaktadır. Bu haftanın amacı; halk sağlığının ve koruyucu
sağlık hizmetlerinin önemini vurgulamak ve yürütülen çalışmaları daha görünür kılmaktır. 2019 yılında Halk Sağlığı Haftasının
teması anne ve çocuk sağlığı olarak belirlenmiştir.

15-49 yaş arasındaki tüm kadınların; sağlık açısından değerlendirilmesinin sağlanması, üreme dönemi kadın sağlığı göstergelerinin
iyileştirilmesi, doğurganlık çağındaki kadında riskli durumların tespit edilmesi,  gebelik öncesi danışmanlık verilmesi, erken dönemde
gebelik tespiti yapılabilmesi için yılda en az iki kez birinci basamak sağlık kuruluşları ve aile hekimleri tarafından izlenmektedir.

Evlilik öncesi sağlık raporu almak için başvuran kişilere; sağlıklı aile yapısı, üreme sağlığı, üreme sağlığı yöntemleri, cinsel yolla
bulaşan enfeksiyonlar, akraba evliliği ve genetik geçişli hastalıklarla (kalıtsal kan hastalıkları hemoglobinopati) ilgili danışmanlık
hizmeti verilmesi, evlenecek çiftlerin olası riskler, sonuçları ve korunma yolları konularında bilinçlendirilmesi amaçlanmaktadır.

Gebelerin; doğum öncesi, doğum, doğum sonrası dönemlerine ilişkin bilgi sahibi olmalarını ve bilinçli doğum yapmalarını sağlamak, anne
ve baba adaylarına normal doğum eylemi ağrı yönetimi ve yeni rollerini benimsemeleri konusunda bilgi ve beceri kazandırmak için Gebe
Bilgilendirme Sınıflarında anne adaylarına bilgi verilmektedir.

Doğum Öncesi Bakım Programı; gebelere doğum öncesi bakım yönetim rehberi doğrultusunda hizmet sunulması, sağlıklı gebelik geçirerek
sağlıklı bebek doğurması ve sağlığının korunması, gebelikten önce var olan hastalıkların saptanması, gebelikteki riskli durumların erken tanı
ve tedavisi ile gerekirse sevkini içerir. Tüm gebelerin en az 4 kez doğum öncesi bakım hizmeti almaları sağlanmaktadır.

Ülkemizin bazı bölgelerinde doğum eylemi yaklaşmış ya da başlamış olan anneler zaman zaman olumsuz iklim, ulaşım şartları veya sosyal
sebeplerle sağlık kurum ve kuruluşlarına zamanında ulaştırılamamakta ve doğumlar olumsuz şartlarda gerçekleşebilmektedir. Bu tür
olumsuzlukları önlemek, anne - bebek ölümlerini azaltmak için 2008 yılında “Misafir Anne Uygulaması” başlatılmıştır. Bu uygulama ile
elverişsiz hava ve ulaşım şartları olan yerleşim yerlerinde ikamet eden, sağlık kurumuna erişiminde problem olabilecek gebelerin tespit
edilerek izlemi, doğum tarihleri yaklaştığında daha güvenli yerleşim merkezlerine nakledilerek konaklamalarının sağlanması ve doğumlarının
hastanelerde gerçekleştirilmesi, doğum sonrası anne ve bebeğin tekrar evlerine götürülmesi sağlanmaktadır.

Gebelikte artan demir ihtiyacının karşılanması için her gebeye gebeliğinin 16. haftasından itibaren doğumdan sonra 3 ay 40-60 mg/gün demir
desteği sağlanmaktadır.  2008 yılından itibaren tüm gebelerimize ücretsiz demir dağıtılmaktadır. Yine Gebe D Vitamini Destek Programı ile
gebelik ve lohusalık döneminde görülen D vitamini eksikliğini önlemek amacıyla her gebeye gebeliğinin 12. haftasından doğumdan sonra
6. ay sonuna kadar günde 1200 Ü D vitamini önerilmekte, ücretsiz dağıtılmaktadır.

Anne Dostu Hastane Programı kapsamında, kanıta dayalı anne, bebek ve aile dostu bir model ile; başta kişi mahremiyeti olmak üzere, üreme
haklarına saygılı, doğru veri ile doğru politika ve yaklaşım oluşturma, etkili iletişime odaklanma, her gebelik ve doğum sürecinin evrensel
ilkelerle ve kendi kültürümüzle uyumlu hale getirilmesi amaçlanmaktadır.

Bakanlığımızca 2008 yılından itibaren; hastane doğumlarını arttırmak, sezaryen oranlarını düşürmek,  anne sağlığını korumak amacıyla ülke
genelinde kamu, üniversite ve özel sağlık kuruluşlarında doğumun yöntemlerine göre dağılımı, sezaryen oranları ve sezaryenlerin tıbbi gerekçelerine
göre dağılımı izlenmektedir. Ülkemiz sezaryen oranlarının azaltılması için Doğum Eylem Planı hazırlık çalışmalarına Dünya Sağlık Örgütü ile
birlikte başlanmıştır. Çerçevesi oluşturulan ve yakın zamanda bir eylem planı olarak yayımlanması planlanan programımızda sezaryen oranlarını
düşürmeye yönelik çeşitli girişimler bulunmaktadır.

Lohusalık döneminde anneye sağlık personeli tarafından “Doğum Sonu Bakım Yönetim Rehberi”ne uygun olarak izlem yapılmaktadır. Doğum sonrası
bakım ile; riskli durumları erken dönemde tespit ederek anne ölümlerini önlemek, anneye ve yakınlarına lohusalık dönemi, gebeliği önleyici yöntemler
konusunda danışmanlık vermek, nutrisyonel desteğe devam etmek amaçlanmaktadır. Lohusanın normal doğum sonrası 24 saat, sezaryen sonrası
48 saat hastanede kalması sağlanmaktadır. Lohusanın doğumun gerçekleştiği sağlık kuruluşunca en az 3 kez, taburcu olduktan sonra da aile hekimi/aile
sağlığı çalışanınca en az 3 kez evde/sağlık kuruluşunda izlemi yapılmaktadır.

  • 4b.jpg
  • 4c.jpg
  • 4a.jpg