Ramazan’da
Beslenme Önerileri
(Bilgi Notu)
Ramazan ayı, oruç tutanlar için beslenme ve yaşam
şeklinin değiştiği bir aydır.
Yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için
günün oruç tutulmayan bölümünde en az iftar ve sahur olmak üzere 2 öğün
tamamlanmalıdır.
Sahur öğünü
atlanmamalıdır. Sahura kalkılmaması ya da sahurda sadece su içilmesinin zararlı
olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 16 saat olan açlığı,
ortalama 20 saate çıkarmaktadır. Bu da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde
düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olmaktadır.
Bu durumun aksine eğer sahur öğünü, ağır yemeklerden oluşursa gece metabolizma
hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski
artmaktadır.
Sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı
ekmekler gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılabilir ya da çorba,
zeytinyağlı yemekler, yoğurt ve salatadan oluşan bir öğün tercih edilebilir.
Gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini
uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi
yemekleri tüketmesi; aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile hamur işlerinden
uzak durulması uygun olacaktır.
İftar sofralarında ise
fazla çeşitte ve miktarda yiyecek-içecek bulunabilmektedir. İftarda kan şekeri
çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır.
Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek
miktarda besin tüketmektir. Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında fazla
miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilir ve bu durum hem sağlık açısından
risk oluşturabilir hem de ilerleyen günlerde kilo alımına zemin
hazırlayabilir.
Sıvı tüketimine dikkat!
Günde ortalama en az 2 litre su içmeye, bununla
birlikte Ramazan ayında sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran, taze sıkılmış
meyve-sebze suları, sade soda vb. sık sık tüketmeye özen gösterilmelidir.
Sağlıklı Beslenme Önerileri
- Oruç tutarken de yeterli ve
dengeli beslenmeye özen gösterin.
- Susama hissi duymasanız bile
iftar ve sahur arasında sık sık su için, süt, ayran, sade soda, taze
sıkılmış meyve-sebze suları, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih
edebilirsiniz.
- Sahur öğününüzü atlamayın.
İftar ve sahurda kan şekerini birden yükseltmeyen, uzun süre tokluk hissi
sağlayan, yavaş sindirilen proteinli ve lifli gıdalar, tam tahıllı ürünler
(tam tahıllı buğday ekmeği, çavdar veya kepek ekmeği), kuru baklagiller
(kuru fasulye, mercimek, nohut), süt ürünleri (yoğurt, ayran, süt kefir,
cacık vb.), yumurta, bal, taze sebze ve meyve/kuru meyveler, şekersiz
hoşaf veya komposto, hurma, ceviz, kavrulmamış fındık veya badem tercih
edin. Rafine ürünlerden, beyaz undan yapılmış kek, poğaça ve kurabiye gibi
hamur işleri ve şekerli yiyeceklerden uzak durun.
- İftara peynir, domates, zeytin
gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlayıp, 10-15
dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam
edebilirsiniz. Hem enerji veren hem de kan şekerini hızlı bir şekilde
yükselten beyaz ekmek, pirinç pilavı, kızarmış patates gibi yiyecekleri
tercih etmeyin. Bunların yerine bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli
makarna vb. tercih edin.
- Tek seferde büyük porsiyonlar
yerine, iftardan sonra aralıklı ve her seferinde küçük porsiyonlar
şeklinde beslenin.
- Çiğ veya az pişmiş hayvan
ürünleri yemekten kaçının. İyi pişmiş yiyecekleri tercih edin.
- İftardan sonra sütlü tatlılar
(sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyve, hoşaf ve kompostolar tercih edin.
- Oruç tutarken, bağışıklık
sisteminizi güçlendirici özelliği olan A ve C vitamini gibi antioksidan
vitaminlerden zengin havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz
gibi sebzelerin yanı sıra kış aylarında bolca bulunan portakal, mandalina,
elma gibi meyvelerin tüketimi önemlidir. E vitamini de bağışıklık
sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir. Soğuk algınlığı ve diğer
enfeksiyonlara karşı vücut direncini arttırmaktadır. E vitaminin iyi
kaynakları yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve fındık, ceviz gibi
yağlı tohumlardır. Günlük olarak mevsimine uygun 3 porsiyon sebze, 15-20
adet fındık (30 gr) veya 5-6 adet ceviz (30gr) ve haftada 2-3 defa
kurubaklagil (mercimek, kurufasulye, nohut) tüketilmelidir. Bağışıklık
sisteminde D vitamini de önemli rol oynamaktadır. D vitamini güneş
ışınlarıyla deri tarafından üretilen bir vitamindir ve besinlerde pek
fazla bulunmaz. Özellikle kış mevsimde havanın güneşli olduğu zamanlarda
mümkün olduğunca güneşten faydalanılmalıdır. Güneşten faydalanmasının mümkün
olmadığı hallerde besin desteği olarak D vitamini alınabilir. Balık D
vitamini, beyin fonksiyonlarının gelişimi için gerekli çoklu doymamış yağ
asitleri (omega 3), kalsiyum, fosfor, selenyum, iyot mineralleri ve E
vitamini içerir. Bu nedenle kış aylarında haftada 2-3 kez balık
tüketilmedir.
- Prebiyotik besinler, sebzeler
(pırasa, yer elması, bamya, enginar, kereviz, soğan, sarımsak, kuşkonmaz )
kurubaklagiller (nohut, mercimek, fasulye), tam tahıllar (tam buğday,
yulaf, arpa, kepekli pirinç), yağlı tohumlar (ceviz, badem, fındık),
meyveler (zeytin, muz, çilek, elma) ve probiyotik ürünler kefir, yoğurt,
ayran, boza, tarhana, şalgam suyu, turşular (şalgam suyu ve turşu gibi çok
tuzlu gıda tüketiminde yüksek tansiyon hastaları dikkat etmelidirler)
bağışıklık sistemini olumlu etkilerler.
- Yemekleri
pişirme yöntemlerinin de önemli olduğunu unutmayın. Özellikle ızgara,
haşlama, fırında, buğulama gibi sağlıklı yöntemlerle hazırlanan yemekleri
tercih edin.
- Kavrulmuş,
kızartılmış ve tütsülenmiş yemeklerden uzak durulması önemlidir.
- İftardan
1-2 saat sonra kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı
olacaktır.
- Beslenme
düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek
için de sıvı tüketiminize dikkat edin. Yemeklerde lif oranı yüksek
yiyecekler (kuru baklagiller -kuru fasulye, mercimek, nohut-, kepekli
tahıllar ve tam buğday ekmeği, sebzeler ve salata) tercih edilmelidir.
Taze ve kuru meyveler, hoşaf ve kompostolar, hurma, ceviz, badem vb gibi
kuru yemişler tüketilmelidir.
- Tütün ve tütün ürünleri
kullanmayın.
- İftardan sonra ve sahurda
dişlerinizi fırçalamayı unutmayın.
Gıda Güvenliği İçin Öneriler
- Gıda güvenliğini sağlamak için
temizlik, pişmiş besinlerle çiğ besinlerin ayırılması, uygun pişirme,
besinlerin uygun sıcaklıklarda saklanması, güvenilir gıda ve su
kullanılması ilkelerine uyun.
- Satın alınma sırasında
gıdaların etiketlerini okuyun. Son kullanma tarihini ve besin değerlerini
kontrol edin.
- Çabuk bozulabilen et, tavuk,
balık gibi besinleri alışverişin sonunda alın. Bunların çiğ tüketilecek
besinlerle temasını önleyin ve soğuk zincir bozulmadan en kısa süre
içerisinde (en fazla iki saat, sıcak havalarda en fazla bir saat içinde)
buzdolabına yerleştirin.
- Yiyecek-içecek hazırlarken;
kişisel hijyene dikkat edin.
- Ağız, burun ve saçınıza
dokunmayın.
- Öksürme ve hapşırma sırasında
kağıt mendili veya kol içinizi kullanın.
- Yemeklerin tat kontrollerini
yemeğin karıştırıldığı kaşıkla değil, ayrı bir kaşık ile bir tabağa
koyarak yapın.
- Ellerinizi her işin başında,
çiğ besinlere dokunduktan sonra, tuvaletten her çıkışta, yemekleri servis
etmeden önce ve mendil kullandıktan, paraya dokunduktan, kirli
araç-gereçlere dokunduktan, öksürüp-hapşırdıktan, çöplere dokunduktan
sonra mutlaka hijyenik bir şekilde yıkayın.
- Saçlarınızı yemeğe düşmesini
engelleyecek şekilde toplayın.
TEKİRDAĞ İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ