DSÖ’ye göre ruh sağlığı; kişinin kendi potansiyelini gerçekleştirdiği, stres faktörleriyle baş edebildiği, toplumda üretken ve verimli olduğu, iç denge halini sağladığı halidir Ruh sağlığı beden sağlığımızın önemli bir parçası olup kendimizi nasıl hissettiğimiz, karar verme mekanizmalarımız, üretkenlik gibi birçok beyin fonksiyonu üzerine etkileri mevcuttur. Bu nedenle ruh sağlığının bozulması zihnimizin ve bedenimizin sağlıklı işleyen mekanizmalarının da bozulması anlamına gelmektedir.
Bireysel ya da sosyal yaşantımız, çalışma hayatımız içerisinde pek çok stres yaratıcı faktörü barındırdığından ruh sağlığı üzerinde olumsuz etki yaratabilir. Ayrıca savaşlar, göçler ve iklim değişiklikleri cinsiyet eşitsizlikleri, huzur ve barış ortamının olmaması, sağlıklı ve kaliteli bir yaşamın yokluğunun da ruhsal iyilik hali üzerine olumsuz etkileri mevcuttur. Bu pek çok risk faktörleri ruhsal olarak sarsılmış bireyleri doğurur. Ruhsal olarak sarsılan bireyler ise sağlıksız toplumlara yol açar.
Dünyada her 8 kişiden 1’i ruhsal sorun yaşamaktadır. Tüm dünyada yaklaşık 1 milyar kişi herhangi bir ruhsal bozukluk tanısına sahiptir. Yaş ve cinsiyete göre değişiklikler olmakla beraber kadın ve erkeklerde en sık görülen ruhsal bozuklular depresyon ve anksiyete bozukluklarıdır. İntihar girişimi gençlerde daha sık görülmekle birlikte intihar girişimine bağlı 1 ölümün arka planında ortalama 20 intihar girişimi düşmektedir. Her 100 ölümden biri ise intihar girişimi sonucu olmaktadır. Oysaki intihar girişimi sonrası profesyonel destek alan hastalarının çoğunluğunun uzun süreli takiplerde destek almayanlara göre riskinin azaldığını gösteren çalışmalar mevcuttur. Bu çalışma sonuçları da ruh sağlığı konusunda profesyonel desteğin önemini desteklemektedir. Ayrıca halen birçok toplumda yerini koruyan etiketlenme (Stigma) kaygısı, profesyonel desteğe ulaşmanın önünde engel teşkil etmektedir. Bu sorunun üstesinden gelmek için ruhsal hastalık ve bozuklukların diğer bedensel hastalıklardan farklı olmadığı konusunda toplumsal önyargıyı kıracak bilgilendirme ve eğitimlerin gerekliliği açıktır.
Ruh sağlının korunabilmesi için ise hem bireysel hem de toplumsal olarak gerçekleştirilmesi gereken görevler vardır. Bireysel anlamda öncelikle ruh sağlığının önemini anlamalı bu hizmeti sunan kişilerin söylemlerini dikkate almalıyız. Kendi ruh sağlığımızı korumaya öncelik vermeli ve geliştirmeye açık olmalı ve stresli yaşam ve çalışma koşulları ile baş edebilmek için mekanizmalar geliştirilmeli, gerektiğinde yardım alabilmeliyiz. Bunların yanı sıra toplumun bir üyesi olarak kişilerin başkalarına nasıl yardım edeceklerini ve destekleyeceklerini bilmesi gerekmektedir. Günümüzde pek çok kişi ruhsal sıkıntı yasamakta ve kendilerine neler olduğunu doğru bir şekilde tanımamakta ve bunu rahatsızlık olarak görmediği için profesyonel yardım almayı geciktirebilmektedir. Bu gibi durumlarda, kişiye yapılacak yönlendirmeler, sorununun farkına varmasına ve yardım almasına olanak tanıyacaktır. Ruhsal bir sorun yasayan kişilerin, başkasının önermesinden sonra profesyonel yardım alma olasılıklarının daha fazla olduğuna dair yapılan çalışmalar mevcuttur. Bu durum aynı zaman da “ruh sağlığı ilk yardımı” eylemi olarak da ifade edilmektedir. Ruh sağlığı ilk yardımı bu açıdan toplumsal sorumluluğu da beraberinde getirir.
Ruh ve beden iç içe geçmiş parçalardır. Herhangi birinde meydana gelecek olan aksaklık diğer parçanın da olumsuz olarak etkilenmesine yol açacaktır. Bu nedenle sağlıklı işleyen parçalar topluma verimli, üretken ve huzurlu bireyler kazandırır.
Tekirdağ İl Sağlık Müdürlüğü